.

.

26 Temmuz 2012 Perşembe

AHaberTv Danışmanı Sn. Atılgan Bayar ile "Medya ve Bölgemizdeki Gelişmeler" Konulu Twit-Söyleşimiz


TürkBaharı Dünyanın ilk Online-Sosyal Thinktank Platformu'nda sizleri 25Temmuz2012  Saat:22.30'da AHaberTv Danışmanı Sn. Atılgan Bayar ile buluşturduk.Sn.Bayar medya ve dış politikaya dair sorularımızı yanıtladı.


Türkbaharı: Öncelikle davetimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Sizce Türkiye'de günümüzde genel itibariyle baktığımızda medya ne kadar tarafsız ve bağımsız ?

A. Bayar: Tarafsız ve bağımsız değil. İkiye ayırarak başlayalım. Birincisi tarafsız medya olmaz. Bu çok 'platonik' bir hayal. Medyaların patronajları ve yönetimleri insanlar. İnsanlar da tarafsız olmazlar. Dolayısıyla bu imkansız. Gerekli de değil. Ama bağımsızlı başka bir özellik. Bağımsızlık konularında sorunlar var. Ancak iyi bir medyanın da illa ki bağımsız olması gerekmiyor. Bağımlı ve iyi gazetecilik yapan farklı medyalar takip edilebilir..

Türkbaharı: Geçmişte reklam verenler ile medya patronları arasındaki ilişkileri biliyoruz.Peki sizce bunu önlemenin yolu nedir?

A. Bayar: Bağımsızlık konusuna sadece reklam-sermaye ilişkileri açısından bakmamak lazım. Örneğin Cemaat gazeteleri var... Siyasi partilere angaje olanlar var.. Ben bu bağımsızlık işini önemsemiyorum.Söylediğim gibi bağımlı ama iyi gazetecilik yapılabilir. Sermaye bağımlılığı ise çözümü en kolayı.. Yasalar uygulanır. Tarafsız ve bağımsız gazete/medya platonik bir yalandır. Dünya ölçeğinde de ulusal çaplı bir örneği yoktur.

Türkbaharı: Ülkemizde pijamayla Başbakan karşılayan medya patronları oldu.Sizce Medya siyaset üzerinde bir nüfuz aracı olmalı mı?

A. Bayar: Olmamalı elbette. Ama medya her canı sıkılanın da şamar oğlanı olmayı kabul etmemeli..Nüfuz aracı derseniz, suçun ilgi alanına girer... Tesir aracı derseniz, demokrasinin ve normal olanı budur. Medyanın doğası ve işlevi gereği siyaseti etkilemesi doğaldır. Ancak, sorun bunu nasıl yaptığı. Bu nasıl'ın cevabını ararken medyaya özel şeyler bulmayız. Her sektördeki 'suç' yöntemleri neyse, onu görürüz.

Türkbaharı: Siz medyanın kuvvetler ayrılığında dördüncü kuvvet olduğunu düşünüyor musunuz?

A. Bayar: Hayır, düşünmüyorum. Medya bir devlet kuruluşu değildir ki Dördüncü Kuvvet olsun.

Türkbaharı: Türkiye'de basın özgürlüğünü nasıl değerlendirirsiniz?Bu konuda çok fazla eleştiri var bu eleştiriler ne kadar doğru?

A. Bayar: Ben çok kötü bir noktada olduğumuzu dününmüyorum. Bir ülkenin medyasında 'baskı var' diye yazılıyorsa... Baskı, yoktur...Ama elbette sorunlar var. Ve bu sorunlar da süreç içinde çözülecek gibi görünür. Yanlız, hakimler suç işlemez, polisler suç işlemez, gibi gazeteciler suç işlemez, diye bir batıl inanç da inşa edilmemeli.

Türkbaharı: Ülkemizde darbe dönemlerinde medyanın psikolojik harekatın altyapısı olarak kullanıldığı söylenir.Sizce bu doğru bir analizmi?

A. Bayar: Doğru. Ancak genelde halk üzerinde tesiri olmamış, darbeci savcılar üzerinde tesiri olmuştur. Örneğin halk üzerinde tesiri olsaydı, AK Parti iktidar olamazdı. Ama kimi savcılar o yayınları kullanmaya çalıştılar. Ben Türk medyası üzerinden yapılmaya çalışılan psikolojik harekatların başarısız olduğunu ve ancak 'kimi' savcılara yaradığını düşünüyorum.

Türkbaharı: "411 el kaosa kalktı" manşetini nasıl yorumluyorsunuz?Sizce bu manşet basın özgürlüğü kapsamındamı değerlendirilmeli?

A. Bayar: Ben masum görmüyorum ancak kriminal açıdan değil.. Hukuk nasıl görür, onu da hukukçular bilir. Medya hakkındaki bu sorular konvansiyonel medyada çok sorulmuş, çok tartışılmış sorular..Sizden daha farklı birşeyler beklesek.

Türkbaharı: Ülkemizde günümüzde yada geçmişte medya üzerinden bir toplum mühendisliği yapılmaya çalışıldığını düşünüyor musunuz?

A. Bayar: Daha önce verdiğim sorunun içinde bunun cevabı var. Evet toplum mühendisliği yapılmaya çalıştı ve başarılı olamadı. Bu başarısızlığın karinesi AK Parti iktidarıdır. Medya üzerindeki psikolojik harekat etkili olsa, AK Parti iktidar olamaz veya kalamazdı.

Türkbaharı: Sn.Başbakan'ın "kalemşörler" diyerek ithamda bulunduğu bir yapı sizce medyamızda mevcut mu?

A. Bayar: Evet.

Türkbaharı: Yakında yeni bir kitabınız çıkıyor. Kitaptan biraz bahsedebilir misiniz?

A. Bayar: Adı Müslüman Roma. Türkiye Cumhuriyet'nin Yakın Geleceği üzerine bir forecast çalışması. Siyaset, özellikle de Devlet üzerine 'öngörü' çalışmaları hiç yapılmıyor Türkiye'de.Mütevazı bir adım ve özendirici olsun istedim.

Türkbaharı: Bölgemizdeki hareketliliğide gözönünde bulundurursak sizce Türkiye'yi nasıl bir gelecek bekliyor? Doğru yoldamıyız?

A. Bayar: Erdoğan-Davutoğlu-Fidan troykasının katiyen doğru yolda olduğunu düşünüyorum. Türkiye ulus-devlet formunu muhafaza ederek, irredentist olmayan bir anlamda akışkanlaşmaya başladı. Medyadan ve twitter'dan takip edebileceğiniz gibi, bu konudaki otomatik eleştiri mekanizmaları da nedamet getirmeye başladılar. Önümüzdeki dönem, Türkiye'nin önünde hacet kapılarının açıldığı bir dönem.Bir medeniyet ihya ve inşa sınavıyla karşı karşıyayız. 

Türkbaharı: Son dönemde Sn.Davutoğlu'na ağır eleştiriler yapılıyor.Siz dış politikada muhalefetin rolünü nasıl yorumlarsınız?

A. Bayar: Davutoğlu'na ağır eleştiriler yapılmıyor. Cahilane eleştiriler yapılıyor ki ağırlıktan daha aptalcadır.
Her alınan dönemeç, Davutoğlu politikalarının doğrulandığını gösteriyor. ve her dönemeçte, Serdar Turgut gibi nedamet getirenler oluyor... Ben Davutoğlu'na yönelik kampanyayı masum bulmuyorum... Türkiye'nin geleceğine yöneliktir. Ancak bu kampanyaya katılan çoğunluk, kötü niyetten değil, safoşluk ve muhalefet takıntısı yüzünden katıldılar.

Türkbaharı: Ortadoğu'da dikta rejimlere karşı bir halk ayaklanması var.Sizce Türkiye bu bölgede doğru politikalar güdüyormu?

A. Bayar: Evet. Erdoğan-Davutoğlu politikası dahiyane idi. Merkezine komplocu diktatör hükümetleri değil, halkları aldı ve kazandı. Dış Politika'nın merkezine bölge halklarını almak, bir dahinin dış politikaya dokunuşudur ve tarihte önemli bir işgal edecektir. Dünya halkları Erdoğan-DAvutoğlu-Fidan troykasının gözlerinin içine bakıyor... Türkiye vicdan kavramını aktive ediyor. Vicdan bir Dış Politika terimi değildir. Ama Türkiye bunu bir dış politika enstrumanı olarak dünyaya hediye ediyor..Vicdan bir Dış Politika terimi değildir. Ama Türkiye bunu bir dış politika enstrumanı olarak dünyaya hediye ediyor..

Türkbaharı: Başbakan Erdoğan bölgeyi ziyaretinde halkın ciddi teveccühünü görüyor.Bu politikanın yansıması olarak mı görüyorsunuz?

A. Bayar: Haliyle.

Türkbaharı: Siz Türkiye'nin bölgede yakın gelecekteki pozisyonunu nasıl görüyorsunuz?Halklar arasında bir kucaklaşmadan bahsedebilirmiyiz?

A. Bayar: Elbette.. Halihazırda, hükümetimizin bölge halklarını muhatap, merkez alan siyaseti, diktatörlükleri zaten by-pass etmişti..Bölge halklarının gözü Türkiye'nin üzerinde... Tayyip Erdoğan'ın gözlerine bakıyorlar.Bİr medeniyet ihya ve yeniden inşa süreciyle, akışkanlığı yüksek bir devlet ile karşılaşacağız... Gelenin adı Pax Turca. Bölgede Türk Barışı inşa ediliyor. Bu etki, irredentist bir arzuyu değil, medeniyet inşası perspektifini taşıyor.

Türkbaharı: Sizce Türkiye yükselen dışpolitikası,genç nüfusu ve büyüyen ekonomisiyle bölgede lider bölgesel bir güç olabilir mi?

A. Bayar: Bölgesel Liderlik, Türkiye'nin gücünü indirgeyen bir bakış.Küresel iki büyük liderden biri olmanın potansiyelini taşıyor. Myanmar'dan Meksika'ya tesirini anında hissettiren bir ülke Bölgesel değil, küresel oyuncudur. Örneğin, uzun yıllar Avusturya'da yaşayan Mehmet Küpeli dostumuz, kendisine gelen şikayetlere şöyle cevap veriyor: 'Avusturya'da ekonomik sıkıntı varsa, Türkiye'ye gelebilirler. Çok iş var ve yerli halk ucuza çalışmak istemiyor. Avusturyalılar, Şırnak'taki, Batman'daki inşaatlarda çalışabilir."Bunun artık espiri olmadığı bir dönemdeyiz. Berlin'de ise, yurduna dön, denilen taksi şöförü Türkler'in, 'şikayetçiyseniz başka ülkeye gidin,' dediğini biliyoruz ırkçılara.

Türkbaharı: Yeni kitabınınız "Müslüman Roma" gerçekten ses getirecek bir eser. Ne zaman raflarda yerini alacak?

A. Bayar: Müslüman Roma, sanırım önümüzdeki hafta içinde bütün kitapçılarda olacaktır, inşAllah..

Türkbaharı: platformu hakkındaki düşüncelerinizi alabilirmiyiz? 

A. Bayar: Bu twitter röportajı hadisesini beğeniyorum.Ama konvansiyonel medyanın bakışıyla bakmamanızı rica ediyorum. Hem twitter, hem de gençliğin dinamizmi, daha özgün alanlar açmanıza imkan tanıyabilir.

Türkbaharı: Sorularımızı yanıtladığınız için çok teşekkür ederiz.

A. Bayar: Ben teşekkür ederim. Başarılar dilerim. 

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder