.

.

4 Ekim 2012 Perşembe

Genç Mühendis Buğra Ayan ile "Sosyal Medyanın Bugünü ve Geleceği" Konulu Söyleşimiz




Türkbaharı Dünyanın ilk Online-Sosyal Thinktank Platformu'nda sizleri Genç Mühendis Buğra Ayan ile buluşturuyoruz. Sn.Ayan "Sosyal Medyanın Bugünü ve Geleceği"ne dair sorularımızı yanıtladı. 




Türkbaharı Moderatör: Öncelikle davetimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. İnternet çalışmalarınız ve bilişim üzerine yazılarınızla biliniyorsunuz. Bize biraz çalışmalarınızdan genel olarak bahsedebilir misiniz ?

Buğra AYAN: Ben Haziran 2012 tarihi ile K.T.Ü Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümü Elektronik Haberleşme dalından mezun oldum. Üniversite sürecimde internet çalışmalarıma başladım. İnternete dair nerede ise her konu ile ilgilendim. Facebook gibi bazı sitelerde bulduğum güvenlik açıkları ve Akraba Bulma Programım ile bu aralar da eğitim projelerim ile ismim biraz popüler oldu fakat daha bilinmeyen olarak kalan ise benim 2008 den beri düzenli olarak internet üzerine yazılar yazdığım , site yöneticileri ile söyleşiler yaptığım idi.

Hatta 2009 yılında üniversite yönetiminin desteği ile 'İnternet Sırları' adında bir kitabımı yayınladım. Halen Türkiye Bilişim Vakfı organı bilgicagi.com ve Haber3.com'da yazılarıma devam etmekteyim. Dolayısıyla bir internet ve sosyal medya araştırmacı-yazarıyım diyebilirim.

Türkbaharı Moderatör: Sosyal medyayı önemli kılan özelliği nedir? İnsanlar sosyal medyada yer almalıdır ?

Buğra AYAN: Sosyal medyayı önemli kılan açık topluma geçişin güçlü bir adımı olmasıdır. Dolayısıyla sosyal medyanın bize sağlayacağı kazanımları bir kaç şirketin reklam politikalarının yenilenmesi veya ticaretin boyut değiştirmesi gibi konulara hapsetmemeliyiz. Sosyal medya bilginin internet yolu ile insanlığa açılması hareketinin bir aşamasıdır. Dolayısıyla sosyal medyanın varoluşunu anlamak için bilişim sektörünün ötesine geçerek insanlığın hikayesini okumamız gerekiyor. 

Daha 90'lı yıllarda bazı çevrelerde söylenen bir bakış vardı. Bakışa göre ; insanlığın gerçek dönüşümü 21.yüzyılda olacaktı ve 21. yüzyılda bilgi özgür kalacaktı. İşte bu bakış açısı sosyal medyanın neden önemli olduğunu, internetin dahi ülkemizde yaygınlaşmadığı yıllarda sade ama net bir şekilde açıklamaktaydı.

"İnsanlar sosyal medyada yer almalı mıdır ?" sorusuna sosyal medya sektörü içerisindekiler genelde balıklama 'Evet,kesinlikle yer almalıdır.' şeklinde cevap vermekte. Fakat ben bu noktada daha temkinliyim.

İlk olarak belirttiğim gibi internet ve onun güçlü silahı sosyal medya yeni bir toplum tasarımı için yola çıkartıldı.Tıpkı sanayi devrimi sonrasında oluşan sanayi toplumu gibi bilgi devrimi ile oluşacak bir açık toplum gelecekte bizi bekliyor. Dışında kalmalı mıyız ? Elbette hayır. İçerisinde olmalıyız fakat bilinçli bir şekilde. Aksi durumda sanayi toplumunun ürettiği 'Gdo'lu zihinler' in yerini bilgi toplumunun ürettiği 'Gdo'lu e-zihinler' alacaktır. Bilinçli olmaktan kastım gelecekte oluşacak toplum üzerine düşünerek sorunlarına karşı çözümler üretebilmek.

Örneğin sosyal medya ile gelecekte patlayacak bir teşhircilik, olduğundan farklı görünme, siber zorbalık gibi kişilik sorunları bizi bekliyor. Fakat bunun yanında ücretsiz eğitim, kaynakların akıllı yönetimi için güçlü iletişim gibi faydalı konular da var. Devletin doğru yönlendirmeleri ve destekleri ile bireyler bu sorunlarla başa çıkabilir ve faydalı konularda içerik üretmeye rahatça yönlenebilir.Bu şekilde hem devlet hem millet nazarında bilinçli bir kullanım söz konusu olur.

Türkbaharı Moderatör: Sosyal medyanın bireysel kullanımına bakacak olursak dünyada kullanım olarak nasıl bir trend görülüyor? 

Buğra AYAN : Bireysel kullanım teknoloji geliştikçe zaten artıyor ama artık taşınabilirlik de büyük önem kazandı. İşte bu algılarımıza yeni bir boyut katacak. Heyecan veren de bu. Taşınabilir cihazlar için sosyal medya üzerinde üretilen içerikler size bilinçaltınızı yenileme şansı veriyor.

Küçük bir örnek verebilirim. Bir projemde KPSS konusunda ürettiğim özel ders notları ile ilgili gelen mesajlar, Eskişehir'de tramvayda veya İstanbul trafiğinde sıkılınca adayların rahatça KPSS çalışabildiklerini söylüyor. Bu bir süre sonra şaşkınlıktan çıkıp bir alışkanlığa dönüşecek. İşte bu da taşınabilir ve bireysel kullanım gelecekte çok daha hayatımızı kolaylaştıracak.

Türkbaharı Moderatör: Bireysel kullanımda Facebook ve Twitter ön planda görünüyor. Bu iki platformun geleceğini nasıl görüyorsunuz? 

Buğra AYAN : Facebook ve Twitter arkasına dolaylı yoldan medya desteği de alarak güçlendi. Genel tahminler Facebook'un bir kaç yıl sonra büyük bir düşüşe geçeceği yönünde. Fakat ben bu konuda da farklı bir ihtimali göz önüne getirerek muhalif kalmayı yeğlerim. Facebook geçtiğimiz süreç içinde çok akıllıca ve sistematik bir şekilde kullanıcılarına 'Facebook Zekası' aşıladı. Bu kavramın yabancı gelmesi gariptir çünkü internette ilk kez tarafımdan kullanılıyor. Fakat bilinmemesi önemini örtmüyor. Muhtemelen gelecekte bol duyacağız.

Nedir "Facebook Zekası" ?

Bilindiği gibi Facebook , siteyi belli aralıklar ile yeniler. Her yenilemesinde kullanıcılar isyan eder , eskiye dönüşün yollarını arar. Fakat bir süre sonra alışır. Fakat bugün mevcut olan Facebook tasarım ve fonksiyonlarını yıllar önce kullanıma sunsa idi bir çok kullanıcı için karmaşık gelecekti. İşte sırda burada yatmaktadır. Facebook kullanıcılarına tabiri caizse 'çaktırmadan' bir kullanım zekası geliştirdi. Çoğu zaman kullanıcıları isyan ettirerek. Tıpkı bir sonraki soruda zorlanan ilkokul öğrencisi gibi. İşte bu varolan zekayı güçlü kullanarak gelecekte varlığını sürdürebilir. Geçtiğimiz günlerde yapılan Facebook'un arama motoru geliştirebileceği haberi de tam olarak bununla ilgilidir. 

Google defalarca sosyal ağ geliştirdi, fakat başarılı olamadı. Burada en büyük sebep 'Google Zekası'nın' sadece bir kaç harf yazıp bir kaç yere tıklamak ile kalırken hatta bunu bile kolaylaştırması. Bu bilinçaltının güçsüzlüğü Google'ın sosyal ağ denemelerini boşa çıkardı.

Oysa Facebook yıllar içinde kullanım zekasını geliştirdi. 2009 yılında şu başlıkla bir yazı yazmıştım. 'Facebook İnternet'i Yutacak'. İşte o yazımda kastettiğim de bu idi. Belki onbinlerce site kapanarak veya pasifleşerek Facebook üzerinde varlığına devam etti. Markalar , uygulamalar vs. Bu güçlü kullanım zekasını bir arama motoru için de kullanıcılarına kullandırmak Facebook için zor olmayacaktır.

Ez cümle ben Facebook'un şansını gelecekte güçlü görüyorum.

Twitter'a geçecek olursak ilk olarak şunu söyleyebilirim ki gelecekte asıl alanı muhtemelen siyaset olacaktır. Yeni siyasetin yeni bir aktörü olacaktır. Aynı zamanda toplumsal hareketler ve sosyal sorumluluk projelerinin. Ben Twitter'ın hiç bir zaman Facebook gibi geniş bir kitleye yayılacağını düşünmüyorum. Doğası gereği daha 'elit' kalmak zorunda. Bilindiği gibi Twitter kullanıcılarının dikkate değer bir dilimi 1 tweet bile atmamış. Yine sadece hesabı açıp bırakan kullanıcılar azımsanmayacak kadar çok. İşte hep aynı noktaya geliyoruz. 'Kullanım Zekası' . Bu bireyler Twitter'a özgü kullanım zekasını yakalayamadılar. Buradan bakıldığında diyebiliriz ki her sosyal ağ kendi kullanım zekasını bir süreç içerisinde geliştirerek etkinliğini ve kalıcılığını arttırabilir.

Türkbaharı Moderatör: Başkan Obama'nın sosyal medyayı çok etkin kullandığını biliyoruz.Sizce sosyalmedya siyasetçiler içinde bir fırsatmıdır? 

Buğra AYAN : Elbette fırsattır. Ama akıllı kullanım yine önemli. Tıpkı normal siyasetin bir adabı olduğu gibi sosyal siyasetin de bir adabı olmalıdır. İki taraflı söylüyorum. Hem seçmen hem de siyasetçi bu adap ile hareket ederse güçlü bir demokrasiye doğru ilerleyebileceğimizi düşünüyorum. Mevcut görüşlere muhalif bir görüşüm sosyal medyanın siyasetçilere hakaret ve küfürden ibaret olduğudur. Bugün bunların olduğunu kabul edebiliriz fakat uzun vadede çok daha sağlıklı iletişime geçilecektir. Yüzyıllardır ulaşamadığı 'yönetenlere' bir kaç saniye içerisinde ulaşabilen 'adam' ın bu şaşkınlığı ile gelen iletişimsizliğini çok garipsemiyorum. Uzun vadede sosyal medya siyaset için önemli bir iletişim aracı olacaktır.

Türkbaharı Moderatör: Cumhurbaşkanımız Sn.Abdullah Gül de twitter'ı etkin kullananların başında geliyor.Sizce doğrudan bir iletişim tercihimidir bu?

Buğra AYAN: Cumhurbaşkanımız bir çok alanda olduğu gibi burada da vizyonunu ortaya koydu, ben de bir Türk vatandaşı olarak mutlu oldum. Bence bir cumhurbaşkanı için en sağlıklı iletişim mecrası Twitter'dır. En azından şimdiki vatandaş bilinç düzeyine bakarsak bunu söyleyebiliriz. Ben Sayın Abdullah Gül'ün bütün sosyal ağ kullanımını detaylı incelemiş biri olarak diyebilirim ki Youtube'da bulunan videonun ismindeki tarih detayına kadar her şey gayet bilinçli ve iletişimi kolaylaştırma yönünde yapılmaktadır.

Türkbaharı Moderatör: Türkiye'de sosyal medyanın kullanımını diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda nasıl bir tablo çıkıyor?

Buğra AYAN : Uzaktan bakınca görünen manzara bir çok platformda fazla takipçimizin olduğu. Ama asıl önemli nokta sosyal medyanın doğasında olan paylaşım ruhunun Türk milletinin karakteri ile örtüşmesi ile açığa çıkan 'sosyal patlama'. Facebook üzerinde kurulan ve içerik dağıtan sayısız sayfanın Türkler tarafından yönetiliyor olması da bunun bir sonucu. Bu aslında sosyal medyadan önce kendini internette forum kültüründe de göstermişti. İşte yapılması gereken bu muazzam enerjiye özellikle ilgili kurumlar kanadında doğru yönlendirmeler yapılması. Bu yapıldığı takdirde gençler enerjilerini geleceğin açık toplumunun da kendi kültür mirasımızın daha büyük bir yer alması doğrultusunda kullanabilirler.

Türkbaharı Moderatör: Türkiye'nin genç ve yükselen eğitim düzeyini dikkate alırsak sosyal medyada ne gibi potansiyeller görünüyor?

Buğra AYAN: Aslında bu sorunun cevabını bir önceki sorumda verdim.Biraz daha açacak olursam Türkiye'nin bir siber güç olma yolunda adımlar atması gerekiyor. Ben siber gücü şu şekilde tanımlıyorum.

"Siber güç bir kaç unsurun bir araya gelerek tamamladığı bir kavramdır. Her ne kadar gündelik kullanımıyla bilgisayar korsanlarının saldırıları ve devlet belgelerinin ‘Wikileaks’ tarzı vakalar ile el değiştirmesi gibi anlaşılsa da kavramın derinliği bunun çok daha ötesindedir. 

Siber gücün unsurları, internet servis sağlayıcılarının altyapısının geliştirmesi, internet erişiminin halk için daha ulaşılabilir hale gelmesi gibi teknik imkânları kapsar. Bunun yanında en hayati olan, bireyin bilincini internet ağları ile örülü bu yeni dünyaya entegre edebilmesidir. 

Bahsi geçen diğer teknik unsurlar zaman içerisinde doğal olarak gelişmektedir. Fakat yeni medya düzenini algılayabilen sosyal bireylerin var olması ancak deney ve gözlemler ile sağlanabilecek bir inşa sürecidir. Sivil toplum kuruluşlarından, sıradan bireylere kadar birçok kesimin yenidünyanın parametreleri üzerine getireceği eleştiriler ve çözüm önerileri bu inşa sürecinin argümanlarıdır. "

Eğer ülkemiz Siber Güç olabilirse bu potansiyeller de kullanılabilir. İşte o zaman Gaziantep’in Araban ilçesinde ki, bir lise öğrencisinin herhangi bir alanda oluşturduğu siber projesinin, hızla yol alarak birkaç saniye içerisinde Endonezya’nın Raba şehrinde bir evin salondaki sohbete yön verebilir.

Türkbaharı Moderatör: Son olarak @TurkBahari Dünyanın ilk Online-Sosyal Thinktank Platformu hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Buğra AYAN : Türk Baharı platformunu çok önemsiyorum. İlk başlarda söylediğim internetin bilgiyi insanlığa açma modeli olması gibi Türk Baharı'da sorgulamayı ve düşünmeyi stratejik araştırma merkezlerinin hantal yapısından kurtararak sosyal medyaya açmış bir platform. Bu sebeple en büyük faydası biz sosyal medya kullanıcılarına. Platform özellikle yaptığı Twit söyleşileri ile bir çok insana da yeni medyada erişimin ve iletişimin ne kadar etkili olabileceğini gösteriyor. Başta bu sebepler olmak üzere platformunuzu kutluyor ve bana bu söyleşi şansını verdiğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum.

Türkbaharı Moderatör: Sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz.

28 Eylül 2012 Cuma

Sağlık Bakanlığı Eski Müsteşarı AkParti Adana Milletvekili Prof.Dr.Necdet Ünüvar ile "Sağlık Sektöründeki Gelişmeler" Konulu TwitSöyleşimiz




Türkbaharı Dünyanın ilk Online-Sosyal Thinktank Platformu'nda sizleri 26Eylül2012 Saat:22.00'da Sağlık Bakanlığı Eski Müsteşarı AkParti Adana Milletvekili Prof.Dr.Necdet Ünüvar Başkanı ile buluşturduk. Prof.Ünüvar "Sağlık Sektöründeki Gelişmeler"e dair sorularımızı yanıtladı. 




Türkbaharı Moderatör: Öncelikle davetimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. 2002-2007 yılları arasında Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı yaptınız.Çalışmalarınızdan biraz bahsedebilirmisiniz?

Prof.Dr.Necdet Ünüvar: 5 yıl boyunca Sağlık Bakanlığında Müsteşarlık yaptığım yıllar Sağlıkta Dönüşüm Programının (SDP) temelinin atıldığı yıllardı. Çocuklarımızla görüşemeyecek kadar çok çalıştık. Ben gece eve geldiğimde çocuklarım uyurdu, sabah onlar okula giderken ben.. Bugün, geriye baktığımda mutluyum ve huzurluyum. Çünkü, sağlık sistemimizde müthiş olumlu gelişmeler var. Eskiden olmayınca "Sağlık olsun" der, geçilirdi. Bugün, gerçekten sağlık oluyor. 

Türkbaharı Moderatör: Çoğunluğun kabul ettiği üzere Türkiye'de sağlık sektöründe devrim yaşandı.Yapılan yeniliklerden kısaca bahsedermisiniz?

Prof.Dr.Necdet Ünüvar: 2002 öncesinde işçinin Devlet Hastanesine, Memurun SSK hastanesine, Yeşil Kartlıların da neredeyse hiçbir hastaneye gidemediği ilaç zamlarının "periyodik" olduğu, hizmet almak için “kapıların aşındırıldığı” bir dönemdi. Eskiden ilacın %20 katkı payına verilen miktara bugün ilacın kendisi alınabiliyor.Hastayı bırakın, vefat edenlerin rehin alındığı dönemden, vatandaşın saygın hizmet aldığı döneme ulaşıldı. Bugün ise, herkesin her yerden hizmet alabildiği, hekimin aile hekimi, vatandaşın “Hekimin Ailesi” olduğu bir durum söz konusu…2002’lerde sağlık, olumsuzluklarıyla gazetelerin 3. Sayfasında yer alırdı. Bugün, başarılarıyla 1. Sayfalarda yer buluyor çok şükür..Acil hastalarımızı mahrumiyet yörelerinden artık kızakla değil, helikopter ve uçak ambulansla taşıyoruz. Bebek ölüm oranı binde 28,5’dan binde 9' lara, Anne ölüm oranı yüzbinde 64’lerden yüzbinde 15'lere düştü. Vatandaşın sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranı 2003‘de %39'lardan , 2012’de %76'lara çıktı.

Türkbaharı Moderatör: Genel olarak sağlık personelinin maddi/sosyal hakları konusunda sorular geliyor.Bu konuda ne gibi adımlar atıldı?

Prof.Dr.Necdet Ünüvar: Sağlık personelimizin özlük haklarında eskiyle mukayese edilemeyecek düzelmeler oldu ama onlar daha fazlasını hakediyorlar.

Türkbaharı Moderatör:  Türkiye'de özel sektörün sağlık alanında devreye girmesi kalite ve rekabet açısından ne gibi faydalar sağladı?

Prof.Dr.Necdet Ünüvar: Sağlıkta Dönüşüm Programı ile vatandaşımız özel sektörün sunduğu sağlık hizmetlerinden de yararlanmaya başladı. Özel sektörün devreye girmesiyle hem kamunun kalitesi arttı, hem de özel sektör ve kamuda maliyetler düştü. Acil durumda vatandaşımız kamu-özel ayrımı olmaksızın sağlık hizmeti alabilmekte. 

Türkbaharı Moderatör: Sağlık sektöründe çalışacak nitelikli personel yetiştirme konusunda ne gibi adımlar atıldı/atılmalı?

Prof.Dr.Necdet Ünüvar: Sağlık personelimizin niteliği ve kalitesi Batı standartlarının gerisinde değildir.Eğitim kurumlarımızın kalitesi her geçen gün artmaktadır YÖK ile Sağlık Bakanlığı arasındaki diyalog sonucu Tıp Fakültelerinin kontenjanı giderek artmaktadır. Problemimiz doktor ve hemşire sayısının yetersizliğidir. Daha çok doktor ve daha çok hemşireye ihtiyacımız var.

Türkbaharı Moderatör: "Sağlık personeline şiddet"i engellemek üzere sizce ne gibi önlemler alınmalı ve yaptırımlar uygulanmalı?

Prof.Dr.Necdet Ünüvar: Sağlık personeline yönelik her şiddet yüreğimizi burkmaktadır. Fedakar, cefakar sağlık personeli şiddeti haketmiyor. Sağlık personeline her türlü (sözel, fiziki vb) şiddeti önlemek için hem Sağlık Bakanlığı, hem TBMM yoğun gayret sarf etmektedir. Bu amaçla TBMM’de benim Başkanlığımda 17 üyeli bir Araştırma Komisyonu kuruldu. 5 Ekim’ de rahmetli Ersin ARSLAN’ın eşini, yakınlarını ve arkadaşlarını Gaziantep’de ziyaret edeceğiz.Araştırma Komisyonumuz kapsamlı bir rapor hazırlayacak. Amacımız sağlık çalışanlarımızın daha huzurlu çalışması..

Türkbaharı Moderatör: Türkiye'nin sağlık turizminde bölgesel merkez konumuna yükselmesi için ne gibi adımlar atılmalı?

Prof.Dr.Necdet Ünüvar: Bütün dünyada nüfus yaşlanmakta ve sağlık hizmeti ihtiyacı artmaktadır. Ülkemizin sağlık turizm potansiyeli yüksektir. Çünkü, sağlık hizmetlerimiz hem kaliteli, hem de ekonomiktir. Global sağlık turizm potansiyeli yaklaşık yılda 100 milyar dolardır. Türkiyenin hedefi en az 5 milyar dolar. Yurtdışından, ülkemize sağlık turizmi amaçlı gelişler her geçen gün artmaktadır. Daha gidecek çok yolumuz var. Her açıdan gelişen Türkiye çok daha fazlasını başarabilecektir. Türkiye'nin tarihi, kültürü, iklimi, turizm potansiyeli hedeflerine kolayca ulaştıracaktır.

Türkbaharı Moderatör: Son olarak  Dünyanın ilk Online-Sosyal Thinktank Platformu hakkındaki düşüncelerinizi alabilirmiyiz?


Prof.Dr.Necdet Ünüvar: Twitter millet ile milletvekili arasında köprü..  saygın çizgisiyle bu köprüyü güçlendirdi. Yaptıklarımızı anlatma fırsatı sunduğunuz için ben çok teşekkür ediyorum.


Türkbaharı Moderatör: Sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz.