.

.

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Sabah Gazetesi Yazarı Sn.Şeref Oğuz ile "Türkiye ve Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler" Konulu Twit-Söyleşimiz



TürkBaharı Dünyanın ilk Online-Sosyal Thinktank Platformu'nda sizleri 22Temmuz2012  Saat:22.30'da Sabah Gazetesi Ekonomi Yazarı Sn. Şeref Oğuz ile buluşturduk. Sn.Oğuz Türkiye ve dünya ekonomisine dair sorularımızı yanıtladı.




Türkbaharı: Öncelikle davetimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Şeref Oğuz: Rica ederim.

Türkbaharı: Avrupa'daki ekonomik krizle başlayalım isterseniz.Sizce kriz çözüm yolunda mı yoksa daha da derinleşmekte mi?

Şeref Oğuz: AB krizi, 27 ülke için farklı derinlikte. Misal Almanya iyi ama Güney Avrupa kuşağı kötü durumda. Yunanistan; ikinci iflasına hazırlanıyor. İspanya, bankalarını kapatmayı düşünüyor, İtalya kurtarılamayacak kadar büyük ve doğu avrupa, borç batağında. Sorun; Euroyu kurtarmak için Yunanistan'a 103 milyar Euro aktarmanın faturasına yetecek kaynağı, kimse temin etmek istemiyor. Neticede Avrupa'da genelde kriz derinleşiyor ve bunun ilk işareti, durgunluğun başlaması. Bizi de bu noktada etkileyecektir.

Türkbaharı: Yunanistan'daki krizden sonra İspanya ve Portekiz konuşuluyor. Sizce Yunanistan Euro'dan çıkabilir mi?

Şeref Oğuz: Aybaşında komşu 11 milyar euro maaş ödeyecek fakat Troyka gönülsüz. Kendi banknot matbaalarını çalıştırabilirler.

Türkbaharı: Avrupa Merkez Bankası ve tek para birimi kullanılırken maliye politikaları serbest.Sorunun kaynaklarından biri bu olabilir mi?

Şeref Oğuz: Maliye politikalarını disipline etme; Merkel'in teziydi fakat Fransa, bu politikayı değiştirdi. Şimdi daha da sorunlu olacak bu. İtalya'da %110 bütçe açığı var. Almanya dışında mastrich kriterleri, en az 2 mertebe ihlal edilmiş durumda.

Türkbaharı: Peki Avrupa bu şekilde nereye gidiyor? Kriterler var ama denetleme ve yaptırım yok..

Şeref Oğuz: Avrupa; Arap Baharı gibi kendi kışını yaşayıp ardından Avrupa Baharı'na gidecek. Avrupa versiyon 2.0 olacak. İç avrupa ve çevresi. Euro' bölgesi de küçülüp ilk çıktığı dönem olan 6'lara olmasa da 9'lara inebilir. Ardından hala bir şey kalmışsa daha güçlü bir AB görebileceğiz. Bu süreçte Türkiye, kendi reformlarını yaparsa, yeni AB'nin dişli işbirlikçisi pekala olur. Yaptırım olsa da hangi ülkeyi, ne ile yöneteceksiniz? Demokrasiler dahi sallanıyor. Halkın seçtikleri gönderilip, finans baronlarının teknik başbakanları, yani Kemal Dervişleri geliyor. Hatta borç komiserliği kavramı yeniden denenecek.Avrupa, zayıf ülkelerin egemenlik devri savaşlarına sahne olabilir. Denetimi sağlamanın siyasi bedeli fazla. Savaş riski var.

Türkbaharı: Siz Avrupa'nın orta vadede dağılacağını savunuyorsunuz o halde.Siyasi birlik olarak da kalamayacaklar doğru mu anlıyoruz?

Şeref Oğuz: Bana göre öz Avrupa ile çevre Avrupa birlik modeli de masadadır. Zira Avrupa yaşlı ve yavaş. Ancak dünya ticaretinn üçte ikisi hala AB üzerinden akıyor. Kaybedilecek bu üstünlüğün güç değişim süreci, savaşa giden çatışma getirebilir. Siyasi birlik, daha dar kapsamlı olacak. Tıpkı 200 yıl önceki Avusturya Macaristan İmparatorluğu benzeri, daha az ülkeli birlik ve gerisi de AB kontrolündeki diğer ülkeler olabilir. Çünkü Avrupa'nın kendini yeniden tanımlama sürecinde Pasifik havzası da artık belirleyici olacak. Bugün 66 trilyon dolarlık dünya gelirinin dağılımında Avrupa'nın payı, sistematik azalıyor.

Türkbaharı: Amerikan ekonomisini mortgage krizinden sonra nasıl değerlendirirsiniz? O tarafta bir toparlanma var mı?

Şeref Oğuz: ABD'de toparlanma var fakat ihtiyatlı iyimserlik yüzünden yoğurdu üfleme süreci derinleşti. 1.4 trilyon dolar, bankalarda atıl bekliyor. Nereye akacağı konusunda belirsiz. Şu anda ABD'de temel sorun; yeni iş pozisyonu açılamıyor ve Obama'nın korkusu; ekonomik krizin sosyal krize dönüşmesinde. Toparlanmayı, beklentileri yöneterek gerçekleştirecekler.

Türkbaharı: Avrupa'nın payı düşerken Ortadoğu ve Afrika'nın ihracatımızdaki payı yükselmeye devam ediyor.Sizce yeni pazarlar mı buluyoruz?

Şeref Oğuz: Son ihracat verileri, AB'nin payının 2 yılda 5 puan azaldığını gösteriyor. Eksen kayıyor fakat sorun; kayık eksende ateş ve savaş var. Ayrıca Türkiler ve Pasifik'e doğru yönelsek de hala dış ticaretin dümenini AB elinde tutuyor. Üstelik niteliksiz ihracatımızın da sınırları belli oluyor. Kilosu 1.5 dolarlık mal ile kilosu 3.5 dolarlık mal üretenlerle nasıl rekabet edebilirsiniz ki? Yeni pazarlar, nefesini tutmuş Türk Malı beklemiyor. Hele ki katma değeri düşük olan mallarımızı..Şimdi ülkemiz, üniversitesinde üretemediği bilimin, argesizliğin yenileşimsizliğin sancısını hissediyor ve biz de nitelikli ihracat konusunda dönüşmeliyiz. Afrika bile katma değerli mal istiyor ve bizim ürettiklerimiz ortada...

Türkbaharı: Türkiye'nin dışticaretine baktığımızda bir montaj ülkesi olduğunu söyleyebilirmiyiz? Öyle ise bu durumu nasıl değiştirebiliriz?

Şeref Oğuz: Ciroya odaklı kafalarımızın artık niteliği keşfetmesi lazım. Sanırım küresel krizin bize en büyük yararı bu olacaktır... Araştırıyor fakat geliştiremiyoruz. Sakal ve turbanı tartıştığımız okullarla buraya kadar. GSMH'nin %1'ine yaklaştı arge harcamalarımız fakat, biat kültürü yüzünden, farklı olanı budadığımızdan ve icat çıkarma dusturumuzdan dolayı geliştiremiyoruz İnovasyonun tanımı var Anadolu'da; eski köye yeni adet getirme yoksa töre yaparız diyoruz. Bana göre kültürel kodların üzerinde düşünmekten, yeni çağın sanayici modelini var etmekten geçiyor. Kaynak sorunu değil idrak sorunu..

Türkbaharı: Siz aynı zamanda "Yeni Ekonomi" uzmanısınız. Nedir "Yeni Ekonomi" biraz bahsedebilir misiniz?

Şeref Oğuz: Ekonomi bildiğimiz ekonomi fakat bilgi sürece dahil olunca, iş, ilişki, iletişim, paylaşım ve üretim modelleri değişti. Eski ekonomide fabrika üretim mabediydi ve şimdi mağazaya geçti güç. Değer zincirinden tarlayı değil, bilgiyi yönetenler daha fazla pay alıyor. Kısaca merkez her yerde ve çevre bir yerde artık. O bir yer ise kürenin tamamı haline geldi.

Türkbaharı: Yıllardır anlatılan "Üreten Türkiye"nin içi boş diyorsunuz yani..Bilgi üretimi ve satış mı aldı bunun yerini?

Şeref Oğuz: Türkiye'nin içi boş demedim. Ama kilosu 1-10 dolarlık üretim modeliyle ilk 10 ülke arasına giremeyiz diyorum. Bilgi buluş icat, katma değer gibi unsurların tümü bilgi ile inşa edilliyor. GSMH'de 16'ncı ama fert başına milli bilgi sıralamasında 80'inci sıralarda olduğumuz anlatıyorum. Fare toplumu olduk diyorum, klavye değil. Klavye üretim fare ise bilgi tüketimi... Kobilerimiz dışarıya mal satabilmek için patent alıyor. Yeni dış açık, patent üzerinden.. Ziraatçılarının ayağına çamur değmeden emekli olunan bir ülkede, tarım gibi hazineyi kullanamıyor ve kendi hazinemizin dilencisi oluyoruz. Üretici, çayın, fındığın, pamuğun üzerine bilgi koymadı, taban fiyata takılı zihinler ile fındık sendedir ama fiyatını Frankfurt belirler. Senin Sagra'nda bilgi azdır ve insanlarımız Nutella yer. Zira Nutella, bir bilgi kavanozudur. İçi bizden gidiyor olsa da... Türkiye'de yeni kuşak, bu sorunla yüzleşecek. Biz, cirolara takılı kaldık ve niteliği ıskaladık.

Türkbaharı: Türkiye'de son on yıla baktığımızda ekonomi yönetimini nasıl değerlendirirsiniz?

Şeref Oğuz: Krizlerden öğrenen, gözüyle düşünen, önce ateş edip sonra nişan alan yapımızla 1994'te kaliteyi, 1998'de rekabeti ve 2001 kriizinde de nakit açığını öğrendik. Sonra kendi şirketini soymak, bankasını boşaltmak, üretmeden tüketmenin dibine eriştik. Yeni yönetim, zamanın ruhunu iyi okudu ve başarılı oldu. Konjonktür de yardım etti ve son 10 yılda ekonomi yönetimi; iyi işler yaptı. Milli gelirin katlanması, daha iyi kentler ve daha derin iş hayatı, bunun yansımaları. Ancak işsizlik, nitelikli üretim vs gibi alanlar hala iyileştirmeye muhtaç. Şimdi de küre krizin sıcağında cari açıkla sınanıyoruz.

Türkbaharı: Türkiye'nin sermaye ihtiyacı olduğunu biliyoruz.Peki Körfez sermayesini çekmede ne kadar başarılıyız?

Şeref Oğuz: Körfez sermayesi, istikrara ve tüketime dayanmış rekor büyümeye geliyor. Ya da bizim şirketleri alıyorlar. Yakın gelecekte körfez sermayesinin KOBİ'lerimize de yöneleceğini görüyoruz. Ancak 3 temel sorun var ki bizi ucuza kapatmalarına yol açan:1- ölçek ekonomisi yok. KOBİ'ler OBİ'leşmeli. 2- Kurumsallaşma son derece zayıf ve 3-Birlikte iş yapma kültürümüzde sorun var.Kısaca körfez sermayesi, bir tür özelleştirme gibi bakıyor Türkiye'ye.. Özel sektör, özelleşiyor:) Kısaca mülkiyet devri bu. Türkiye'nin sermaye ihtiyacını karşılarken akılcı yatırımlarıyla pazara çıkması lazım. ABD'nin 1.4 trilyon doları mesela. Eğer o parayı da körfez sermayesi stratejisi ile çekecek isek, sıcak para olarak akacaktır ülkemize ve bizi üzecektir. Akıllı projeler ve girişimcilere daima para var. Ben buna gerçek yabancı sermaye diyorum. Gerisi, YALANCI SERMAYE. Bugun var yarın yok sermaye... Gelince afyonlayan, giderken yıkım bırakan... Türkiye akıl açığı için yol ayırımında özetle..

Türkbaharı: 2023yılında ilk 10büyük ekonomi ve 500milyarUSD ihracat hedefine ulaşabilecekmiyiz?

Şeref Oğuz: Goldman Sachs ve diğerleri, 2023'te 14'üncü ekonomi diyor. Eğer biz şapkadan tavşan çıkarmaz isek. Tavşan; ya yeni bir üretim modeli veya yenilikçi ürünlerdir. Bu bir zaman denklemi değidlir. Kırılmalar olmalı. Bu haliyle 500 milyar yaparsın ama bunu 1.5 trilyon ithalatla başarırsan, bu ancak bir PİRUS ZAFERİ olur. Sanayici, sanki şimdiki niteliksiz malını daha fazla üretip satarak 500 milyar hedefine varacağını sanıyor ve fena halde yanılıyor. Peki olimpiyat hedefi? 2020'ye 8 yıl var ve analarımız şimdiden madalya kürsüsündeki gençlerimizi doğurdu. Ortada hedef var ama ev ödevi yok, kubbeler desteksiz, habbeler süreksiz ve 2023 ve 2020 olimpiyatları... Ev ödevi zamanı ancak önce akıllanmak şartıyla

Türkbaharı: Son olarak sizce Türkiye eğitimli genç nüfusu, büyüyen ekonomisiyle bölgesel bir üretim merkezi olabilecek mi?

Şeref Oğuz: Olacak ancak iyi eğitim almış olanların sayesinde.. Baht dönencesindeki Türkiye'de zaten çıkış yolumuz; entelektüel sermayemiz onları bu fırsatı görecek ve çağı değiştirecek. Fırsatlar zaten gelirken ve önü kesilerek yakalanır, ardından koşarak değil.

Türkbaharı: Son olarak TürkBaharı Dünyanın ilk Online-Sosyal Thinktank Platformu hakkındaki düşüncelerinizi alabilirmiyiz?Sonrasında röportajımızı tamamlayalım.

Şeref Oğuz: Hiç bir şey; zamanı gelmiş düşünce kadar güçlü olamaz. Platformunuzun zamanı gelmişti; Başarılar dilerim. Teşekkür ederim. 

Türkbaharı: Sorularımızı yanıtladığınız için çok teşekkür ederiz.

Şeref Oğuz: Ben teşekkür ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder