.

.

7 Ağustos 2012 Salı

ARI Hareketi Başkanı Sn.Ural Aküzüm ile "Türkiye ve Dünyada Gençlik" Konulu Twit-Söyleşimiz




TürkBaharı Dünyanın ilk Online-Sosyal Thinktank Platformu'nda sizleri 05Ağustos2012  Saat:22.30'da ARI Hareketi Başkanı Sn.Ural Aküzüm buluşturduk. Sn. Aküzüm gençliğe dair sorularımızı yanıtladı.




Türkbaharı: Öncelikle davetimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.Dilerseniz twit-söyleşimize başlayalım. Başkanı olduğunuz ARI Hareketi'nden biraz bahsedebilir misiniz?

U.Aküzüm: 1994te kurulmuş ve Türkiye'de katılmcı demokrasiyi etkin kılmak için geleceğin toplum liderlerini yetiştiren bir kurum. Uluslararası ilişkiler, gençlik ve siyaset üzerine konferanslar, yayınlarla zihni dönüşüm hedefleyen thinktank/gönüllü kurumdur.

Türkbaharı: Türkiye'de Cumhuriyet'ten sonrasını ele aldığımızda nesiller arası ne gibi farklılıklar görüyorsunuz? Gelişmeden söz edebilrmiyiz?

U.Aküzüm: Cumhuriyet'in yetiştirdiği ilk kuşak daha idealist ve naifken iktisadi dönüşümle süreç başka öncelikleri olan kuşaklar geliştirdi. Bugün elbet daha birey odaklı düşünen, özgürlükleri ideallere tercih eden kuşaklar hakim. Her yıl 1,3 milyon çocuk dünyaya geliyor. Gelişmeden elbette söz edebiliriz. En azından şu söylenebilir. İçinde bulunduğumuz dönemin kuşağı "dünya ile rekabet edebilir".

Türkbaharı: Sizce dünyada iletişim alanındaki gelişmeler kültürler ve yeni nesil üzerinde nasıl bir etkisi oldu?

U.Aküzüm: Bir kere kilit sözcük "metisaj"dır. Kültürler birbirine girdi ve bu birbirine giren kültürler daha zengin bir iklim yarattı. Teknolji tam anlamıyla gençleri ve kültürleri birbirine kaynattı, herkesin eşit olduğu bir evren yarattı. İşte bu evren çok rekabetçi. Genç bireylerin referans dünyaları zenginleşti. Üst kuşak şiirden romandan zevk alırken, internet alışkanlıkları yerle yeksan etti. NewYork'taki bir yaşıtıyla Türk genci saniyeler içinde aynı makale, film, müziği paylaşabiliyor. Yabancı dil bilmek bir "must"(zorunluluk) oldu. Yeni nesil biliyor ki zamanın ruhunu okuyamazsa çizgi dışı kalır. Bu yüzden Türkiye internet penetrasyonu ve sosyal medyada ilk üçte. Kültürler birbirine geçti. Mesela Arap gençliği batı yaşam tarzını daha çok görür oldu ve daha fazla demokrasi talep etti.

Türkbaharı: Kimlik meselesine girecek olursak sizce Türk Milleti kavramı neyi ifade ediyor?Bu kavranm bir etnisitedir diyebilirmiyiz?

U.Aküzüm: Atatürk'ün sözünde elbette sozunde elbette 1789 ruhu ve "yurttaşlık" vurgusu vardır. Fakat 21. yüzyılda etnik ve dinsel kimlikler çok öne çıktı. Bu genel tanım -mesela Kürtleri- tatmin etmedi. Bir millet olarak kendi başlarına anılmak istediler. Bu istek elbette bir "olgu". Türk milleti topraklarda vatandaşlık bağı olan herkes midir? Üst asker ve sivil bürokrasi mensuplarının etnik/dinsel kökenine bakınız. Türkiye çoklu kimliklerle oluşan bir İmparatorluk bakiyesi. İçinden geçtiğimiz süreçler doğaldır. Dev bir tarih mirasının ardıyız.

Türkbaharı: Kürt sorununun çözümünde sizce ne gibi adımlar atılmalı?

U.Aküzüm: Bizim bu konuda ARI Hareketi olarak bir raporumuz var. Eylül ayında açıklamak niyetindeyiz. Kürt sorununda somut çözüm önerileri.. Bize göre sorunların etrafından dolaşılmamalı. Açık ve net tespitler yapılabilmeli. PKK ve siyasi uzantılarının talepleri belli. Bunları Türkiye'de yapmak mümkün mü? "Bu ülkeyi Türk ve Kürtler beraber kurdular" Anayasa'ya yazılabilir mi? Apo'ya ev hapsi? Bunları yapan parti Doğu Karadeniz ve İç Batı Anadolu'yu unutmalı. Oy alamaz. Kürt sorununu Türklerin gururu incitilmeden çözülmeli. Askeri, siyasi, ekonomik çözümler var. Türkiye terör konusunu çözememiştir. Siyasi olarak başta anadilde eğitim konusu var.

Türkbaharı: Sosyolojik olarak baktığımızda %50 üzeri oy alan AkParti'nin tabanını nasıl tarif edebiliriz?

U.Aküzüm: AkParti seçmeni muhafazakar ağırlıklı sağ tonlu seçmen. Ancak şunu belirtmek gerek; partı tabanı 2002-2007 sürecinde dönüştürdü. Bizim yaptırdığımız bir araştırmada CHP seçmeni AB'yi daha çok isterken o dönem politikalarında AKP tabanı dönüştürdü. Ancak son dönem politikaları ve 2014 cumhurbaşkanlığı seçimi hazırlıklarında taban daha sağ politikalarla seçime hazırlanıyor. Bu net gözüküyor. On yıllık iktidar yılda 1,3 milyon yeni seçmenin katıldığını varsayarsanız sosyolojiyi de değiştirdi, devlet aygıtını da. Taban diyor ki; Batıdan kopmayalım. Milli manevi değerlerimizi yitirmeyelim. İbadetimizi yapalım, toplum barış içinde yaşasın ama insanları özellikle Anadolu'da bazı yaşam modelleri ile özdeşleştirme çabası gibi "güç" kirlenmesi doğal olarak yaşanabiliyor.

Türkbaharı: Kılıçdaroğlu argo kullanmaya devam ediyor?Sizce bu üslupla ne kadar etkin muhalefet yapılabilir?

U.Aküzüm: Argo siyasi dilin parçası olmamalı. ABD'deki seçimlere bakın. Nükte, şaka ama birbirinin yüzüne bakabilen, kahve içebilen siyasiler. Kılıçdaroğlu etkin muhalefet yapmaya çalışıyor. Toplumun anlayacağı dilden konuşmakta Başbakan'ın eli daha güçlü, yaklaşma çabası ancak siyasi rekabet şart. Rekabet olmazsa Türkiye için de AkParti için de süreç daha iyiye gitmez. Rekabet herzaman iyidir.

Türkbaharı: Sizce Türkiye genç nüfusu, büyüyen ekonomisi ve bölgede artan gücüyle bölgesel lider bir güç olabilir mi?

U.Aküzüm: Turkiye zaten bölgesel lider güçtür. İnsiyatif kullanmakla "sakin güç" algısı yaratmak farklı şeyler. Bizim dış politikamızın sorgulanması gereken tarafları elbette vardır. Bugün bir uluslararası ilişkiler profesörü dış işleri bakanıdır ve kitabı var. Bu kitapta çok katmanlı ve boyutlu derin bir dış politikadan bahsediyor. Üç yıldır uyguluyor hükümet. Elbette etkinliğin bedeli var. Daha etkin miyiz, daha "aktör" müyüz EVET, geçmişe oranla problemlerimiz azaldı mı? HAYIR! Yapılanlar doğru mu? Statüko kırılmalıydı.

Türkbaharı: Sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder