.

.

18 Ağustos 2012 Cumartesi

Zaman Gazetesi Yargı Muhabiri Sn.Büşra Erdal ile "Ergenekon Davasındaki Gelişmeler" Konulu Twit-Söyleşimiz








TürkBaharı Dünyanın ilk Online-Sosyal Thinktank Platformu'nda sizleri 17Ağustos2012  Saat:22.30'da Zaman Gazetesi Yargı Muhabiri Sn.Büşra Erdal ile buluşturduk. Sn.Erdal Ergenekon davasına dair sorularımızı yanıtladı.





Türkbaharı Moderatör: Öncelikle davetimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.Dilerseniz twit-söyleşimize başlayalım. Ergenekon davasını yakından takip eden bir muhabir olarak davadaki gelinen son durumu biraz anlatabilirmisiniz?

Büşra Erdal: Son günlerde Ergenekon davasını mahkemede çok sık takip edemedim,ama yine gündemi izliyorum,şu anda mahkeme tanıkları dinliyor malum en son eski genelkurmay başkanının çok önemli açıklamaları oldu, mahkemede dinlenildi tanık olarak.

Türkbaharı Moderatör: Ergenekon davasını bir hukukçu gözüyle baktığınızda artıları ve eksileriyle nasıl değerlendiriyorsunuz?

Büşra Erdal: Ergenekon davası,başlı başına dava olarak Türkiye için bir artıdır. Ciddi bir adımdır. Bu ayrı ama tabi ki her davada olan bazı hukuken tartışmalı süreç işleyebiliyor. Misal neden bu kadar uzuyor,ben de anlamıyorum,biraz daha hızlı bir yargı süreci olmalı.

Türkbaharı Moderatör: Tutuklu yargılamalar hakkında ne düşünüyorsunuz?Bizzat Sn.Başbakan bu konuda rahatsızlığını belirtti.

Büşra Erdal: En çok tartışmalı olan milletvekillerinin tutukluğu. Ben ceza yargılamasında hele darbe teşebbüsü olduğunda milletvekillerine ayrıcalık yapılamayacağını düşünüyorum. Hukuk önünde herkes eşittir.Birilerine ayrıcalık dediğinizde o liste uzar gider,dokunulmazlıklar başlar. Bu nedenle şu tutuklansın,şu serbest kalsın tartışması yerine yargı sürecinin hızlı olmasını tartışmak gerek. Zaten AİHM de tutuklamayı değil,uzun yargıyı sorun olarak görüyor. Tuncay Özkan ve Çetin Doğan kararları örnek tutuklamaları meşru gördü.

Türkbaharı Moderatör: GenelKurmay Eski Başkanı Org.Hilmi Özkök'ün ifadeleri davanın seyrini nasıl etkiledi?

Büşra Erdal: Sanıyorum Ergenekon sanık ve avukatlarının hoşuna gitmemesinden, yalanlamalarından nasıl etkileyeceği fikrini veriyor (; Özkök'ün 2003'teki muhtıra konuşmalarını doğrulaması, Özden Örnek'in günlüklerinde yazılanları teyit etmesi, balyoz seminerinde sınırın aşıldığını söylemesi o günlerde yaşananları birinci ağızdan büyük ölçüde teyidi.. Davada psikolojik kırılmaya neden oldu.

Türkbaharı Moderatör: Devletin içine yerleştiği iddia edilen suç örgütleri sizce bu davalardan sonra temizlenebilecek mi?

Büşra Erdal: Mahkeme daha net kararını vermedi ama sanıklar aleyhine ciddi deliller var. O nedenle tam olarak bir temizlenme olduğunu olacağını söylemek mümkün değil.zaten önemli olan suça bulaşanların bir şekilde yargılanması ve toplumda bu çeteye karşılık zihniyetin marjinal hale gelmesi. Süren yargılamalar,ortaya çıkan deliller, planlar, ses kayıtları bir şekilde toplumun bir kesiminin rehabilite olmasını da sağlıyor diye düşünüyorum.Ama yargılama uzadıkça manipülasyonlar artıyor ve dava asıl amacından uzaklaşma görüntüsü veriyor. Mahkemeler sadece kanunu dikkate alıp kamuoyu algısını dikkate almıyor. Bu hukuken doğru ama Ergenekon gibi çetrefilli, toplumsal tabanı olan bir davada kamuoyu algısı da önemli.

Türkbaharı Moderatör: ÖYM'lerin kaldırılması aşamasında bir kesimden ciddi itirazlar geldi.Siz yapılan değişikliği nasıl değerlendiriyorsunuz?

Büşra Erdal: Öym'lerin kaldırılması bir ilüzyon. Somut olarak yeni kurulan mahkemelerde hiçbir değişiklik yok. Bence sadece süren davalara da zarar verdi. Şu anda sanıklar Ergenekon ve balyoz mahkemesini bu konu üzerinden sıkıştırıyor, psikolojik harekat yapıyor: Dün Ergin Saygun, balyoz heyetine "siz ne yaptınız da kapattılar" dedi. Mahkeme heyetini sinirlendirmek için bu kullanılıyor.

Türkbaharı Moderatör: Yargı muhabiri olarak görev yaptığınız halde gizliliği ihlalden şahsınıza onlarca dava açıldı.Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Büşra Erdal: Bu da benim için "olağanüstü yargı süreci" idi. Bir dönemdi geldi geçti ama yeniden olmayacağı da kesin değil. Yasalar maalesef hala gazetecileri cezalandırmak üzerine..Kanuna göre,basın özgürlüğü istisna,cezalandırmak asıl gibi,çok arıza bir durum yani (;

Türkbaharı Moderatör: Yeni anayasamız mecliste yazılıyor.Sizce yeni anayasa mevcut ihtiyacı karşılayabilecek mi?

Büşra Erdal: Keşke yeni anayasa çıksa ama bu yöntemle yeni bir anayasadan çok umutlu olmadığım için basın özgürlüğü konusunda da bir düşüncem yok.. Son olarak bir şeyi vurgulamak istiyorum, Ergenekon davasına bakan istanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi Türkiyede eşi görülmemiş bir yargılama yapıyor. Gerçekten somut gerçeğe ulaşmak için en ufak bir bilgi kırıntısı üzerine gidiyor, tanıkları dinliyor, suç duyurularında bulunuyor. Unutmayalım İlker Başbuğ ile ilgili hukuki süreci tetiklemişti suç duyurusuyla, araştırıyor bu durum Türk yargısı için epey lüks. Aslında tam da olması gerektiği gibi yargılama yapıyor ama sanık sayısının çokluğu, konunun oldukça komplike olması, yargıyı uzatıyor. Yoksa derin devlet yargılaması çok kolay değil,devletin arşivleri de onlara açılmadı. Mahkeme iğneyle kuyu kazıyor ve bi taraftan kamuoyunda yapılan kara propaganda altında, bu anlamda yapılan yargılamayı takdir ediyorum mahkemenin çabasını da. Umarım sağlıklı bir şekilde sonuçlanır. Şimdi genel af gibi konular konuşuluyor. Bu durum bütün yargı sürecinin dibine dinamit koymak gibi. Dava hukuka uygun sonuçlanmalı ve Türkiye halkı ne çıktığını görmeli. Bunu davaya inanan %60-65 oranındaki insan topluluğunu hakediyor. Sonucu görmeliyiz. İyi akşamlar,ve teşekkürler takip eden herkese..

Türkbaharı Moderatör: Sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder